Tuesday, November 4, 2014

Ece Aymer Craft House İzmir 10 - 16 Kasım 2014 Hızlandırılmış Eğitim

Merhaba Arkadaşlar....



Hepimiz mutlu, sıcak ve bizi yansıtan yaşam alanları, evler, bahçeler isteriz. Bazılarımız bu yaşam alanlarımızın kendi yaratıcılığımız ile dolu dolu olmasından çok daha keyif alırız…
İşte, dekoratif boyama, boyama aracılığıyla insanın kendisini sanatsal olarak ifade etmesidir…Bu bir duvar boyama olabilir, yer döşemesi olabilir, eski bir tepsi olabilir, hatta boş bir süt şişesi bile olabilir…
Dekoratif boyama, kolayca öğretilip, öğrenilebilen bir yetenektir…Özel bir beceri gerektirmez. Yaratıcılıktan en yoksun olduğunu düşünenler bile bir süre sonra, sistematik bir çalışmanın sonunda yarattıkları muhteşem eserlere şaşırabilirler…
Herhangi bir projeye başlandığında, boyayan kişi ile o proje arasında bir etkileşim olur ve o kişinin yüreğinden geçenler fırçaya ve resimlere akar, işte bu noktada dekoratif boyama bir tasarıma ve sanata dönüşür…

Ece Aymer Craft House Atölyeleri Türkiye'nin en köklü kuruluşlarından biri olarak bir dekoratif boyama ve ev aksesuar satış atölyesi...
15 yıllık deneyim ile Türkiye'nin her köşesinde bir öğrencisi, takipçisi olan, profesyonel eğitimcilerle çalışan ve sektörün daima öncüsü olmuş bir atölye....
Ece Aymer Craft House tescilli bir markadır ve Ankara Merkez olmak üzere İstanbul ve İzmir'de de franchisng sistemi ile atölyeleri bulunmaktadır. 
Atölyelerimizde, hobi amaçlı, haftalık katılımlı“ahşap ve dekoratif boyama atölye çalışmaları” adı altında eğitimlerimiz vardır ve tüm sert zemin boyamalarını, en ekonomik ve en profesyonel şekilde uzman eğitimciler eşliğinde öğrenebilirsiniz. 

Atölyelerimizde ahşap ve dekoratif boyama  başlangıç sınıfları  ve ayrıca  proje gruplarımız vardır... Çalışmalara ilk katılanlara, ders planı çerçevesinde, popüler olan tüm teknikler öğretilir. Üç aydan daha fazla atölye çalışmalarına katılanlara sezon sonu çok şık bir “Ece Aymer Craft House Sertifikası” dağıtılmaktadır.

Her yıl ekim ayında atölyeler sezona başlar ve temmuz ayına kadar çalışmalar devam etmektedir. Atölye çalışmalarına dilediğiniz bir zaman katılabilirsiniz. Katılım süresi en az bir aylıktır. Size dağıtılan ders planında yer alan tüm teknikleri öğrenmek için en az bir yıl devam etmeniz gerekir ya da aşağıda önereceğimiz “Hızlı Kurs”lara katılmanız gerekir.


İZMİR HIZLANDIRILMIŞ ATÖLYE ÇALIŞMALARI




HIZLANDIRILMIŞ EĞİTİMLER" ile  kısa zamanda çok bilgi öğretmeyi amaçlıyoruz.....
Eğer ahşap ve dekoratif boyamayı meslek edinmek istiyorsanız ya da bu mesleği uygulamaktasınız ama profesyonel bir eğitimle desteklemek istiyorsanız ya da çalışıyorsunuz ve hobi amaçlı uzun dönem eğitim almaya hiç vaktiniz yok.." bir hafta da, size gelip herşeyi öğrenmek istiyorum" diye içinizden geçiriyorsanız, ya da "ben mutlaka Ece Aymer'le ders yapmak istiyorum" diyorsanız.......

Tam doğru adres Ece Aymer Craft House İzmir... 
 

İZMİR HIZLANDIRILMIŞ EĞİTİMİ BİREBİR ECE AYMER TARAFINDAN UYGULANACAKTIR.

Tarih:10 - 16 Kasım 2014
Saat: Hergün 9.30 - 16.30 arası
Yer: 1399 sok. No 6/B Alsancak İZMİR
Tel:( 0232) 999 2536
Ücret, diğer detaylar ve kayıtlar  için telefonlarınızı bekliyoruz.
Yeni atölyenin yoğunluğu göz önüne alınarak sınırlı sayıda kişi kabul edilecektir, anlayışınız için teşekkür ederiz.


Eğitim sonunda özel ECE AYMER CRAFT HOUSE sertifikası verilecektir.













Ahşap ve Dekoratif Boyama Hızlandırılmış Eğitim Planı:


Malzeme tanıtımı, Objeyi  (MDF,cam,galvaniz, polyester, seramik, sabun, mum vs.) boyaya hazırlama,  Zımparalama
Süsleme Teknikleri: Dekopaj, 3 Boyutlu kabartma dekopaj, Peçete tekniği, Stencil, Rölyef Stencil, Stamp
Vernikleme:  Fırça ile sürülen su bazlı vernik,  Fırça ile sürülen sentetik vernik, Sprey vernik, 100 kat vernik
Zemin boyama Teknikleri:
1.   Mum eskitme
2.   Boya Çatlatma
3.   Antik resim Çatlatma
4.   Antik Boya ile Eskitme
5.   Yağlı Boya Eskitme
6.   Budaklama
7.   Doku Tekniği
8.   Varak Kaplama
9.   Bez Yuvarlama
10.       Tuğla Görünümlü Boyama
11.       Deri Görünümü
1.Boya ile
2.Peçete ile

12.Transfer
13. Ekose ve Çizgi Çalışması
14. Yalancı Mozaik
15. Deniz Süngeri ile Doku
16.Cama ve diğer zeminlere Peçete Yapıştırma
17.Kumaşa Peçete ve Kumaş Yapıştırma


Thursday, October 23, 2014

ECE AYMER CRAFT HOUSE İZMİR ATÖLYEMİZİN AÇILIŞI.... TÜM DOSTLARIMIZLA BİRLİKTE....

Günaydın herkeseee...
Ece Aymer Craft House İZMİR ALSANCAK atölyemizin hizmete gireceğini duymayan kalmadı değil mi?
Biz de siz sevgili İzmir'li takipçilerimiz için, yepyeni atölyemizde minik bir açılış yapalım istedik,.. Kurucumuz Ece Aymer ve İzmir atölyemizin sahipleri Ayça Baysal Birlik ve Sezin Baysal Berkup ile çok hoş tanışmalar ve sohbetler için aşağıdaki tarih ve saatte hepinizi atölyemize bekliyoruz..
Bu heyecanlı ve mutlu günümüzde beraber olmak ümidiyle...
Sevgiyle kalın...
Ece Aymer Craft House İzmir Atölye Adresi: Işılay saygın sok.No. 6/B Mimar Sinan mah.
Alsancak İzmir
Tel: 0232 999 2536
Gün: 29,Ekim 2014
Saat: 15,30


Saturday, September 20, 2014

Gece gece...Kış Hazırlığı....

Saat şu an yarımı geçti.... Gezip gezip gece yarısı eve gelince, şimdi sabaha kadar fasulyeleri konserve yap dur bakalım Ece hanım....

Nereden çıktı şimdi bunlar diyeceksiniz...

Bugün atölyede bir domates muhabbetidir gitti.. Hatta bir ara atölye etkinliği olarak Ayaş'a gezi bile yapmaya karar verip, Ayaş'taki çeşitli organik bahçeler bile arandı!!


Telefonları ve her türlü organizasyonu Nalan yaparken bizler çalışıyoruz tabi ki!!





Neyse en nihayet domatesçiyi atölyenin önüne çağırmaya karar verdik...
 Buyrun bakalım neler oldu sonrasında....






Bütün bunları biz mi satın aldık gerçekten????





Ahhhh. Belli ki sıkılmaya başlamışım... "Nerede kaldı öğleden sonra öğrencileri" düşüncelerine dalmışım ve Nalan'a poz vermeye başlamışım...



Bay bayyyy... Haydi artık sevgili domatesçi beyler... Siz işinize, biz de atölyeye dönsek artık.....



Yukarıda ders başladı.... Aşağıya bir indim... Üretim grubu harıl harıl fasulyeleri yıkıyor, doğruyor, Nalan bir yandan başlamış domatesle birlikte kavurmaya.... Yaaa...Severim sizleri, ne yapayım ben sizin için? Canlarımmmm....


Akşam Sema'yla buluşup, güzel bir yemek ve sohbet sonrası gece yarısı eve 10 kilo fasulye, 10 kilo domates ve bilimum zerzevatla dönünce..... Olacağı bu.... Sabaha kadar yolu var Ece'cim... Yapılacak bu fasulyeler bu gece...



Domatesler yıkandı!!!


Saat 1.00 civarı, domatesler  robotta çekildi!! 


Ama kabaklarımın güzelliğine bakar mısınız?


Veeee .... en nihayet fasulyeler pişmeye başladı...



Hatta, canım Nalan'ımın hazırlayıp soğuttukları torbalandı... Nasıl Nalan...Görevimi yaptım değil mi?
 

Kalın sağlıcakla...














Sunday, August 24, 2014

Uzun Bir Aradan Sonra, Sezon başı.... 10 bilinmeyenli denklem: Ece...

Yazmayı çok seviyorum... Galiba konuşurken içim dışım bir.. Karşımdakinin tepkisine önem veriyorum ve onun tepkisine göre konuşmamı birkaç değişik versiyonda sürdürüyorum...Halbuki yazarken, tam anlatmak istediklerimi, içimden hissettiklerimi tasvir edebiliyorum... Kimse yok karşımda çünkü...
Ama bir kaptırıyoruz günlük işler, çabucak size ulaşabildiğimiz facebook ya da instagram yüklemeleri... Uzun yazılar yerine hemen tek bir resimle size ulaşmaya çalışmalar... Halbuki blog yazmak emek istiyor... Hele biraz da arayı uzatınca.... Offf zor geliyor tekrar başına oturmak...
Ben karar verdim ya yazmaya eskisi gibi... Şimdi bir adaptasyon sürem var... Biraz zaman alacak açılmam...Olsun siz sabırla beklersiniz biliyorum...

Konumuz ne olsun? 
Her sezon başı olduğu gibi, karşımda yine 10 bilinmeyenli bir denklem var sanki...Sezon başı...Dersler başlayacak, atölyede sıkı bir planlama, yenilik var... Mutlak ve mutlak kurumsallaşma var... İki yeni mağaza var bizle çalışmayı bekleyen... Onlara biran evvel cevap vermek lazım...Bodrum'daki otel bitmek üzere... Ya gerçekten dekorasyon için beni isterlerse??? Evde canım oğlum Can var... Bu sene üniversite sınavı onu bekler.... Avrupa Birliği başvurum var... Kabul olursa, herşey tümden değişecek....Bunlara göre bir A, B, C ve D planlarım var mı acaba? Herşey belirsiz, herkes benden bir cevap bekliyor...

Beni çok heyecanlandıran İzmir atölyemiz var denklemin en başında:))
İzmir atölyemiz açılacak pek yakında..
İzmir'in neredeyse en yoğun noterliğinde, yıllarca noter babası ile baş katip olarak çalışan Ayça, ani bir kararla, "ben artık hayalimi gerçekleştirmek istiyorum" diyor ve çok büyük bir cesaret örneği ile, hiç eline boya, fırça almamasına rağmen bana gelip hayallerini paylaşıyor ve "Ece hanım, bana sizin gibi olmak için herşeyi öğretir misiniz?" diyor...
Sırf bu sebeple, Ayça'nın müthiş bir insan olduğuna inanıyorum...Sırf onun hayallerini boşa çıkarmamak için de, O yeterli görene kadar, "artık gelmeyin Ece Abla" diyene kadar, Ayça ile İzmir'i birlikte götürmeye karar veriyorum.
İşte Ayça ve kız kardeşi Sezin'le tanıştıktan ve onların öyküsünü öğrendikten sonra şunları düşünüyorum günlerdir..

Hayatımızı yaşıyor muyuz gerçekten? Yoksa  sadece hayatta kalabilmek için mi mücadele ediyoruz? Seçtiğimiz hayat, yani kalan günlerimizi geçirmek istediğimiz ev, iş, aile, şehir, giysiler bunlar mı? Yani kısacası mutlu muyuz adımlarımızdan, her günümüzden?
Hep sıradışı olmayı düşledim ve istedim... Sıradışı oluyorum sanıyorum..Ama birden, ne kadar sıradan bir yaşamım olduğunu fark ediveriyorum... Çok hayal kurup gerçekleştirmeye çalışırken, ertelenmiş, hatta unutmaya yüz tutmuş hayallerimin yerini sıkı bir yaşam mücadelesinin aldığını  fark ediveriyorum... Önceliklerim değişiyor. Çocuğum için, annem için kısacası sadece sevdiklerim ya da sorumluluk duyduğum her canlı için yaşamaya başladığımı fark ediyorum...
İşte Ayça ve kız kardeşi Sezin gibi insanlar, aniden, adeta beni silkeliyor ve bana, benim de hala sıradışı hayallerim olduğunu hatırlatıveriyor ve onlar başarıyorsa ben de yaparım diye hevesle tekrar tekrar başlıyorum.
Başkalarının hayatını yaşamaktan, başkalarının arzularını yerine getirmeye çalışmaktan yorulduğunuzu hissettiğiniz anda, kendinizi kaybolmuş, çaresiz hissediyorsanız, ne olursunuz benim gibi yapın ve kendinizi dinleyin...
Kim olursak olalım, ne olursak olalım, hepimiz insanız ve insanca duygularımız hep aynı... Farklı olduğumuzu düşünsek de, başarı ya da başarısızlık, mutluluklar, üzüntüler...örneğin aşk.... Dünyanın öbür ucuna da kaçsanız aşkınız, nefretiniz ya da hayalleriniz hiç sizi bırakır mı?
Hayatta başarıyı istiyorsanız ama size kimsenin inanmadığını düşünüyorsanız, başarı için gerekli enerjiyi asla bulamayacaksınız demektir. Oysa hayatta başarılı olmanın ilk şartı, başarısız olmaya dayanacak kadar sağlam sinirlerinizin olmasıdır. İnandığınız şeyleri vazgeçmeden sonuna kadar savunmak ve yapmaktır, bunun sonucunda bazı insanların sizi sevmeyeceğini bilseniz bile... Başarı doğru olduğuna inandığınız şeyi yüksek sesle söyleyebilme hatta haykırabilme cesaretidir.
O yüzden "kelebeğini kovalamayan Ayça" yı çok ama çok takdir ediyorum.

Adam fısıldamış: "Mutsuzum..Tanrım konuş benimle." Bir kuş cıvıldamış yanındaki ağaçta. Adam duymamış..
Adam tekrar bağırmış: "Tanrım, mutsuzum, bana ses ver." Gökyüzünde bir şimşek çakmış. Adam aldırmamış şimşeğe.
Adam etrafına bakınmış üzgün: " Tanrım, ne olur benim de isteklerimi duy, seni görmeme izin ver." Bir yıldız parlamış gökyüzünde.Adam farkına bile varmamış.
Yüksek sesle haykırmış adam: "Tanrım, bir mucize gerekli bana."  Önündeki kurak toprakta açan muhteşem çiçeği görmemiş, ezmiş geçmiş.
"Dokun bana Tanrım, benimle olduğunu, yanımda olduğunu ne olur bir kere göster." 
Bir KELEBEK konmuş omuzuna... Ve adam hemen kovalayıvermiş narin, zarif kelebeği, elinin tersiyle...

Ayça ve Sezin sizi seviyorum... Gece gündüz çalışmaya devam...

Denklemlerin birinde daha...., yarın, görüşmek üzere...

Bu arada "Kelebek" mi demiştim?