Thursday, November 15, 2012

Mehveş'in Evi, Beyhan'ın Evi.....

Yaklaşık 8 sene evvel, Ankara Oran'dan Mehveş hanım diye biri aradı... O zamanlar, eski öğrencim Fidan bahsetmiş galiba Mehveş'e... Dedi ki " Ece hanım,evin girişinde tavana bir resim yaptırmak istiyorum, hem de siz kartonpiyer boyuyormuşsunuz, bana da gelir misiniz?" Gerçekten de o aralar, atölyemin ismi "Ece Aymer Sanat Atölyesi" iken, nedense öyle bir ünümüz olmuştu ve deli gibi, değişik evlere gidip kartonpiyer boyuyorduk... Boynumuz, sırtımız tutuluyordu ama yine de sonuçlar öyle güzel oluyor ki, kimseye "hayır" diyemiyorduk... 
Mehveş hanıma da gittik... Öyle güzel bir tavan transferi yaptık ki.... Öyle güzel kartonpiyerler boyadık ki... Ama o zamanlar da, aynı şimdiki gibi çok feci yoğunuz.. İnternette sayfa falan işleri de hiç ortalıkta yok... Blog denen şey hiç yok... Benim de hiç mi hiç aklıma gelmiyor yaptıklarımızı resimlemek...  Aynı şekilde Mehveş hanımın evindeki o güzelim çalışmayı da hiç sizlerle paylaşamadım diye hep üzülmüştüm... Ama her zaman her yerde, "Ah nasıl Mehveş hanımın tavanını süslemiştik "diye de her zaman konuştuk, durduk...

Bugün, 8 sene sonra,  Mehveş hanım aradı... Bana nasıl sürpriz oldu... "Ece hanım, yine size  evde ihtiyacım var.." Ay bir sevindim, bir sevindim... Evlerinde iş yapacağıma değil, 8 sene sonra yaptığımız tavanı  göreceğime çok bir sevindim..Hemen atladım, gittim... Güzel güzel resimler çektim, hem de Mehveş'le daha neler yapacağımızı konuştum...


İşte 8 sene evvel,  o zaman da, şimdi de ve her zaman yanımda olan, yol arkadaşım Buket'le ve eski iş arkadaşımız Yasemin'le  birlikte, üçümüzün, merdivenlerin tepesinde, neredeyse 180 derece yatarak, 14 tane A3 transfer kağıt yapıştırıp, günlerce soyup, sonra da tamamlama yaptığımız meşhur tavan. Hepimizde ne boyun kalmıştı, ne sırt...Ama sonuç mükemmeldi... Hala da aynı güzelliği ile duruyordu girişte... Işık dolayısı ile o güzelliği tam fotoğrafa yansıtamadım, umarım bizim aldığım keyfi fotoğraflardan siz de hissedebilirsiniz.





Bunlarda yaklaşık 45 metre civarındaki salonun kartonpiyerleri...Boyayıp, yağlı boya ile eskitme yapıp, sonra da varakla süslediğimiz kartonpiyerler...


İşte bu güzel evin güzel sahibesi Mehveş ve pamucuk kedileri....





Beyhan öğrencimi tanıyorsunuz değil mi? Herhalde 8 senedir bana geliyor... Ahşap Boyama uğruna 5 yer değiştirdim... İlk başlangıç, 14 sene evvel, bizim evin en alt bahçe katındaydı... İşte o zamanlar Beyhan yoktu... Sonra şirket olup "Ece Aymer Sanat Atölyesi" olunca, hem Çayyolu köyünde malzeme satış dükkanı açtım, hem de başka bir müstakil eve taşıdım atölyeyi.. O atölye zamanı, o kadar değerli insanlarla tanıştım ki... Şimdi düşünüyorum da, ne kadar anılar var o atölyemizde... Neler neler paylaştık... O atölyeye geçişimiz de, , daha sonra oradan alelacele taşınmamız da, onlarca sevinç ve hüzünle dolu....

Neyse...Başka konulara daldım... 
Bir gün dediler ki "Ece Hanım, Sheraton oteli'de çok güzel bir kermes olacak, ne olur siz de katılın..." Hadi bari katılalım dedik... Kermes tezgahımız sergi gibiydi, muhteşem bir görüntüydü.. Herkes çok ilgilendi...Fakat bir tek birşey bile satamadık!!! Üstüne bir de kendimiz diğer kermes tezgahlarından o kadar çok alışveriş yaptık ki....Mumlar, hediye pijamalar, kolye, kuru çiçek, cüzdan....Komedi gibiydi... Ama yıllar geçince, o kermeste olmam ne kadar önemliymiş, anladım... Çünkü o gün, o kermesi gezen Beyhan'la tanıştım... Kermesten hemen sonra kursa başladı ve o zamandan beri hem 8 senelik bir öğrenci, hem çok takdir ettiğim bir dost kazanmış oldum..., Her zaman aile ilişkilerini, çocuk yetiştirmelerini, eşiyle birbirlerine olan saygılı davranışlarını, çocukları için tutumluluklarını ve yaşam neşelerini örnek almaya çalıştım... Umarım daha çok uzun yıllar çeşitli sebeplerle hep birlikte oluruz.

Beyhan'ı sizlere önce gelinin evinde boyadıkları ile tanıttım.
Hatırlamak isterseniz,işte Yeliz ile Emre'nin evi burada...

Yıllardır, Beyhan'ın kursta yaptıklarını size tanıtmak istiyorum.. Ama şunu bilmeniz gerekiyor...Bunca sene içinde Beyhan, salonunu, yatak odasını ve oğlunun odasını, eşyalarını değiştirmeden boyadı ve ailesine yepyeni bir ev kazandırdı...

Sabah gazetesi, atölyem hakkındaki yazısında, "Ahşaba Hayat Veren Eller" başlığını kullanmış...

Bence Beyhan için söylenecek en doğru söz... İşte, asıl, ahşaba hayat veren eller ve eserleri...


Varak kapladığımız bu telefonluk ile başlayalım resimlere...





İşte favori çerçevem... O zamanlar, ne kadar çok polyester döktürtüp satmıştım... İyi ki almışsın Beyhan...Ben ne yaptım acaba bu çerçevenin orijinalini?





Bu komodini, ben ilk evlenirken yatak başucuma almıştık...Düz kahverengi, eskiciden alınmış sade bir komodindi.  Evler ve dekorlar değişince, her fazla eşya gibi atölyeye geldi.... Ece Aymer ve Ressam Ela Cin ortak çalışması olarak komodin renk ve tip değiştirdi. Sonra da Beyhan'ın evine gittiiiiiii.......

 Bu pufla ne kadar çok uğraşmıştık...Meğer ne güzel yapmışız...




Uzun zaman Beyhan, "Orta sehpası istiyorum, Ece.." diye peşimde gezdi...Ben pek benden istenenleri anında yapamadığım için, Beyhan'da bu huyumu bildiği için bıkmadan orta sehpa bekledi... En nihayet yaptık ama sonra televizyonda tekrarlanacak kadar güzel bir tasarım oldu.... Şimdi aynı sehpanın bir eşi atölyede alıcı bekliyor!!



Ahhh bu komodinin ilk halini bir bilseniz... Beyhan'ın yatak odası takımının başucu komodinlerinden bir tanesi... Koyu kahverengiydi her yeri... Bir tanesini böyle boyadık, bir tanesini yatak odasına uyumlu boyadık...



 Belki de öbürünü de size göstereyim biraz daha gözünüzde ilk halini canlandırabilirsiniz. Krem boyanmamış, önünde resim olmayan, dümdüz eski, kahverengi takımların başucu komodini... Ama nasıl sağlamlar... Beyhan onlara nasıl hayat verdi gördünüz mü?



Dönelim tekrar salondaki komodine... Çok uğraştık çok...Kaç kat boyadığımızı hatırlamıyorum bile...Üstü bile o kadar güzel ki.... Çekim sırasında, o kadar bol ışık vardı ki...Umarım görüyorsunuzdur güzelliğini....












Asıl Beyhan, mutfağında harikalar yarattı... Tümüyle sarı meşe olan mutfağını bej rengine boyadı, üzerini stencil şablonlarla süsledi... Mutfak resmen başka bir mutfak oldu.... Böyle, basitçe, iki cümlede anlatıveriyorum Beyhan'ın yaptıklarını ama eminim tahmin ediyorsunuzdur ne kadar zahmetli ve kıymetli işler yaptığını...







AOÇ yoğurt kaseleri mi demiştiniz? Biz bu yoğurt kaselerini ve süt şişelerini boyamaya başlayınca, Türkiye'de AOÇ'un satış grafiği yükselmiştir herhalde!! Çünkü ben, yoğurt kaselerinin de boyanabileceğini televizyondan anlatınca, bir ara herkes yoğurt yiyip, camlarını boyar olmuştu..!! Bana göre, hala, mükemmel bir değerlendirme, geri dönüşüm metodu...



En en favori sepetim....Heh hee hehhh..... artık benim o, benim evimde o.....














Ahhh ahhh...Diğer bir zahmetli ve mükemmel bir oda.... Beyhan ve eşinin yatak odası...Tümüyle kahverengi olan takımı, Beyhan, sabırla, kırık beyaza boyadı...Aksesuarlarını da tamamlayınca..... Yaaaaa nasıl güzel, özgün, sıcak bir oda burası...Dekorasyon dergileri görmeli bu değişimi....











Ehhh kaftan kolyeler bile, yıllar evvel,  kursta yapıldı, anlayacağınız üzere.... Şimdi bugün, pardon dün... yanındaki kolyeyi tahtadan yapmak üzere denemelere giriştim..Bakalım sonucu göreceğiz...






Beyhan'ın oğlunun odası...Artık anlamışsınızdır...Meşe olan tüm yüklüğü Beyhan boyadı...Özel stencil yazılarla süsledi...





Ahhh bu zigonlar, kursta Beyhan boyayıp, bitirince bayılmıştım...Ama 3 tane değiller miydi? Bu arada,  kırmızısı, oğlun Can'ın gri odasına çok çok yakışmış Beyhan'cığım....



Hah evet, öbürü de burada....Ya üçüncüsü nerede?




Canım Beyhan'cığım... Sen var ya sen....Mükemmel bir insansın... Kendine ve ailene çok çok iyi bak....


Tuesday, November 6, 2012

İlk Radyo canlı yayın röportajım!!

Biliyorum sergiyi merak ediyorsunuz...

 Atölyece, çok çalışmaktan, sürmenaj vaziyetteyiz...Ben de uzun uzun yazmak için zaman ayırmaya çalışıyorum... Galiba bu akşam vakit bulabileceğim...

Ama kısa bir hatırlatma yapmak için blog sayfamı 10 dakikalığına açıverdim.
Yarın saat 13.30'da TRT1 Radyo'da (93.3 frekans)
 ilk canlı yayın röportajım olacak... 
Hani belki dinlemek istersiniz diye düşünmüştüm.

Hepinizi öpüyorum.